Korkularınızı Yenin
Herkese kısa bir selam ile direkt konuya giriyorum. Ekim ayının sonuna geldik. Kış yaklaşıyor yavaş yavaş. Tabi aynı hızda yeni yılda yaklaşıyor. Biliyorum-biliyorum. Bloga girip yeni yazılar görmeyince üzülerek çıktığınızı bu derece de kendimi size sevdirdiğimide biliyorum. Biraz şımarmak benim de hakkım. İletişim formundan mesaj gönderenler sizlere en kısa sürede cevap vereceğim. Şimdi direkt konuya giriyorum... Şimdi size ev de oturduğum yerde serçe parmağımı salon sehpasına niye vurduğumu ve üç günlük tatili ev de seke seke yürüyerek kendime nasıl zehir ettiğimi anlatacağım. Önemli uyarı: bu yazıyı okurken sıvı şeyler tüketmeyiniz veya bir şeyler yemeyiniz, zira; ya pıskırarak çıkarmak ya da mideniz bulanıp kusmak zorunda kalabilirsiniz, baştan uyarayım. Ha bir de kızmayın bana, dümdüz yazıyorsun diye, bu yüzden on senelik emeğimi çöpe atıp anonim dünyaya geçtim. Ekşi sözlükte yazmıyorum artık, ora da söveceğime, burada kendi sayfamda sövmek daha iyi geliyor bana... Neyse s