Ulaşabildiğim herkese gönderiyorum bir günaydın mesajı.
Günaydın, sabah mesaisine giderken radyodaki şarkının ardından çıkan reklamları dinlemek istemeyenler.
Günaydın, radyo kanalını değiştirme tembelliği yüzünden dakikalarca reklam dinleyenler.
Günaydın, radyoyu açtığında en çok sevdiği şarkının çalmaya başladığını duyunca içine değişik mutluluklar dolduranlar.
Günaydın, tam durağa geldiği an da otobüsün gelmesiyle, sanki kendi aracına binip yoluna devam ediyormuş gibi değişik mutluluklar yaşayanlar.
Günaydın, yalnız çıkılan bir seyahatte direksiyon başında bin türlü hayaller kurarak önüne bakanlar.
Günaydın, dorsesine yüklediği malı kaptan köşkünde türküler söyleyerek bir tırın üzerinde, uzun ince yollarda dağlar aşıp sınırların ötesindeki diyarlara ulaşanlar.
Günaydın, önündeki seti yıkınca birden boşalan baraj suyu gibi, kırmızı ışıkta bekleyen kalabalıklar.
Günaydın, topluma statü sahibi gibi görünmek için, 150 bin tl kredi çekip araba alarak yaya geçidinde ki yayaya yol vermeden kornasına yüklenerek yoluna devam edenler.
Günaydın, daha akşamdan, "yarın ne giyeceğim" krampına girip, ağzına kadar dolu dolaplarda giyecek bir şey bulamayanlar.
Günaydın cep telefonunu elinde patlayacak bir bomba gibi taşıyanlar.
Günaydın, yağmurlu bir ala şafakta meraya saldığı koyun sürüsünün önüne düşüp bir çoban kavuğunda gizlenenler.
Günaydın, ıpızsız zümrüt yeşili bir ormanda çiğ yağmış kamp çadırından kuş sesleri içinde bir sabaha uyananlar.
Günaydın, ertelenmiş çoşkularını bir sırt çantasına doldurup elinde kağıttan bir yer küre ile kendini yollara vuranlar.
Günaydın, geceden yoğurduğu hamuru, kuşluk vakti yaktığı taş fırına sürmek için süngü çekip, yumurtalı somun yağlayanlar.
Günaydın, aceleci bir aculu, "hele du bakalım sabah ola hayrola" diye susturanlar.
Günaydın, bir bayram ziyaretinde, " seneye yine gelicem " diyen torununu, " kim ölee kim kala" deyip geçiştiren beli bükülmüşler.
Günaydın, hasat kalkınca vuslata erenler.
Günaydın yüklü bir borcun son taksitini öderken el sıkışanlar.
Günaydın, Marx'ın ınkılabı, ınkılabın Marx'ı, şarabın kadehi, kadehin şarabı sevdiği gibi sevenler.
Günaydın, seven gözlerine bahaneler takılmayanlar.
Günaydın, veda anlarını süslü iltifat cümleleri ile süsleyenler.
Günaydın, en büyük cesareti, ilk kendisi özür dileyerek gösterenler.
Günaydın, kalbindeki acıyı susturamayanlar.
Günaydın, içine ata ata dipsiz kuyuları dolduranlar.
Günaydın, boynundaki kravattan utanıp sokakta üstüne gelen topa vuramayanlar.
Günaydın, alaycı bir nara ile, "aşk acısı da ne ki; sen hiç arabanın altını sürttün mü" deyip , burnu sürtünce, "Bir gün aşklar biter hasar kaydı kalır" diyerek boyun eğenler.
Günaydın, acılarını felaketlerini zamanın koynunda uyutup yine de, ısrarla, inatla hayata küsmeden yoluna devam edenler.
Günaydın, her ufunet bir şafakla birlikte sona erecektir diyerek sabredenler.
Günaydın, "kol kırılır yen içinde" diye susturulup, "kan kusarken kızılcık şerbeti içtim" diyenler.
Günaydın, yüzüne çarpılıp çıkılmış bir kapının araksında pişmanlık duyanlar.
Günaydın, terkettiklerinin ahı tutup, anavatanı yalnızlığa hapsolan kazanovalar.
Günaydın, naif gülümsemesinin arkasına bin bir türlü acıyı hapsederek 9-6 yollarına çıkan çilekeş emekçiler.
Günaydın, havuzlu villasının penceresinde viskisini yudumlayıp manzaranın keyfini sürerken, tersanesinde çalışan işçinin ölüm haberini getiren kalfa başına yüz çevirip, "avukatımı arayın halletsin" diyen patrona, gülen gözlerin Yaşar ustası Münir Özkul gibi cevap verenler.
Günaydın, sabah uyanamadığı için işe geç kalıp agresif patronların mobingi altında ezilen ve ezilmesine rağmen, mağlup ama mağrur bir edayla sessizce yerine geçip oturanlar.
Günaydın, terfi için ramazan ayını bekleyen beceriksiz memurlar.
Günaydın, bu günün işini yarına bırakmayanlar.
Günaydın, kaldığı yurda son giriş saatinde yetişmeyip ailesine haber verilmesinden korkan gençler.
Günaydın, babasına param bitti diyemediği için hafta sonlarını part time çalışarak kendi yağında kavrulmayı öğrenen talebeler.
Günaydın, savrulup giden yıllara inat, dava arkadaşlarının yüzüne utanmadan bakabilenler.
Günaydın, sessiz yığınların içinde çığlık atanlar.
Günaydın, alabildiğine mutsuzken, en güzel aşk filmlerinde oynayanlar,
Günaydın, en yakından tanıdığı zaafını en güvendiği yanına yakıştıramayanlar,
Günaydın, Nazım'ın bir şiirini ezbere bilenler.
Gönderdiğim mesajlara cevap vermesen de sana da günaydın Evren...